13 Eylül 2014 Cumartesi

                                               DİVAN EDEBİYATI


Divan EdebiyatıTürklerin İslam dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. İslâm uygarlığının edebiyat geleneğini şekillendiren Arap ve Fars ile beraber üç büyük ekolden birisidir. Klasik Türkçe denilen ve aynı uygarlık dünyasının merkezi olan Kur'an dili Arapça ve edebi dil Farsçadan alınan sözcükler ile zenginleşen bir dil ile üretilmiş bir edebiyattır. Bu edebiyata "divan edebiyatı" denmesi İkinci Meşrutiyet (1908-1923) zamanına dayanır. Şairlerin, şiirlerini divan denen el yazması kitaplarda toplamış olması nedeniyle böyle bir terim geliştirilmiştir[kaynak belirtilmeli]. Fakat eksik bir tanımlama olduğu açıktır. Çünkü divan sadece şiire has bir tabirdir, oysa edebiyatın içinde mesnevî,hikâye, nesir gibi başka unsurlar da zirveye ulaşmıştır.
Kur'an’ın Arapça olmasından dolayı pek çok toplumun (kültürü ve) dili değişime uğramıştır[kaynak belirtilmeli]Fars Edebiyatı'nın ürünlerinden Türk Edebiyatı büyük ölçüde etkilenmiştir.
Divan Edebiyatı, daha çok şiir türünde örnekler içerir ve düzyazı nesir eserler azdır.

Divan Edebiyatı'nın Tarihsel Gelişimi

Divan Edebiyatı'nın ilk örnekleri 13. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu Edebiyat'ın ilk ürünlerini veren Hoca Dehhani'dir. Horasan'dan gelipKonya'ya yerleşen Dehhani, özellikle İranlı şair Firdevsi’nin etkisinde şiirler kaleme almıştır.
14. asır, eğitici ve dini yapıtlar oluşturmaktadır. Bu dönemde, İran Edebiyatı'nda işlenen konular, Türk Edebiyatı'na girmeye başlamıştır. Mesud bin Ahmed ile yeğeni İzzeddin'in 1350'de yazdığı "Süheyl ü Nevbahar", Şeyhoğlu Mustafa'nın 1387'de yazdığı "Hurşidname", Süleyman Çelebi'nin (1351-1422) "Vesiletü'n-Necât" başlığını taşımakla birlikte Mevlid adıyla bilinen ünlü yapıtı, İran Edebiyatı'nın etkisiyle yazılmıştır.Bu sebeple İran ile ilişki içinde olmuştur.
Divan Edebiyatı, özellikle şiir alanında en parlak dönemini 16. yüzyılda yaşamıştır. Bu dönemde, Bâkî ve Fuzûlî, Divan şiirinin en iyi örneklerini vermiştir.
17. yüzyıla girildiğinde, Divan Edebiyatı'nın ulaştığı düzey, İran Edebiyatınınkinden geri değildir. Divan şairleri, şiirlerinde fahriye denen ve kendilerini övdükleri bölümlerde, şiir ustalığının doruğuna çıkmışlardır. Öğretici şiirleriyle tanınan Nabi ve bir yergi ustası olan Nef'i bu yüzyılın ünlü divan şairleridir. Divan Edebiyatı, en özgün şairlerinden olanNedim'in ve Şeyh Galib'in ardından, 18. yüzyılda bir duraklama dönemine girmiştir. Daha sonraki şairler, özellikle bu iki şairi taklit etmiş ve özgün yapıtlar ortaya koyamamışlardır[kaynak belirtilmeli].
19. yüzyılda, Batılılaşma sonucunda oluşan kompleks ve kendi değerlerine karşı yapılan eleştiri sonucunda Divan Edebiyatı artık gözden düşmüştür. Edebiyatı ilk eleştiren düşünür, Namık Kemal'dir[kaynak belirtilmeli]Tanzimat'la birlikte, Türk Edebiyatı'nda Batı etkisinde yeni biçimler, konular denenmeye başlanmıştır. Böylece, Divan Edebiyatı önemini yitirmiş; Tevfik FikretMehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı ve bazı diğer şairlerin, Türk Edebiyatı'nda aruz ölçüsüyle (vezniyle) yazılan son şiirleri kaleme aldığı söylenir.

Divan Edebiyatı Şairleri

13. YÜZYIL

Anadolu’da Türk edebiyatı, ilk kalıcı örneklerini 13. yüzyılda vermeye başlar. Bu dönemde edebî dil niteliği kazanmaya başlayan Oğuz Türkçesi ile eserler verilmeye başlanmıştır. Bu yüzyıl, Anadolu’da dini-tasavvufi Türk edebiyatının geliştiği bir dönemdir. Bu dönemin önde gelen tasavvuf şairleri Mevlana, Ahmet Fakih, Sultan Veled ve Şeyyad Hamza’dır. Ancak Klasik Türk şiirinin 13. yüzyılda Hoca Dehhani ile başladığı kabul edilir.



HOCA DEHHANİ
13. yüzyılda yaşamıştır.
İlk divan şairidir.
Tasavvufun hâkim olduğu bir dönemde ilk kez din dışı konuları işleyen şairimizdir.
Divanı yoktur.

Eseri:
Selçuklu Şehnamesi (mesnevi)



MEVLANA
13. yüzyıl tasavvuf şairidir.
Eserlerini Farsçayla keleme almıştır.
Her zaman aruz veznini kullanmıştır.
Yunus Emre’yle birlikte Anadolu’nun en önemli iki mutasav­vıf şairinden biridir.
İnsan sevgisini, hoşgörüyü öne çıkran bir anlayışla ele aldığı eserleriyle evrensel bir şairdir.
Mevlevi tarikatının kurucusu olan oğlu Sultan Veled de ünlü bir şairdir.

Eserleri:
Mesnevi (26 bin beyit)
Divan-ı Kebir (Gazelleri ve rubaileri)
Fihi Ma-Fih
Mecalis-i Seb’a (Yedi Vaaz)
Mektubat



SULTAN VELED
Mevlana’nın oğlu ve Mevlevilik tarikatının kurucusudur.

Eserleri:
Dîvân
İbtidâ-nâme
Rebâb-nâme
İntihâ-nâme
Ma’arif


AHMET FAKİH
Hoca Ahmed Fakîh veya Sultan Hoca Fakîh adları ile de tanınan sanatçının yaşamı hakkındaki bilgilerde belirsizlik vardır.
En önemli eseri Çarhname’dir.

Eserleri:
Çarhname
Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe


ŞEYYAD HAMZA
13. yüzyılda Anadolu Selçukluları döneminde yaşamış; yazdığı dini-tasavvufi şiirleriyle Ahmed Fakih’i izlemiştir.
Yusuf u Züleyha adlı mesnevinin yazarıdır.

Eseri:
Yusuf u Züleyha

14. YÜZYIL

14. yüzyılda birçok temsilci yetiştiren divan edebiyatı, 13. yüzyıl şairlerinden Hoca Dehhani’den sonra din dışı konularda ürünler vermeye başlamıştır. Bu yüzyılın en tanınmış şairi Ahmedî’dir. Siyasi ve sosyal sarsıntıların yaşandığı bu yüzyılda edebî niteliği zengin eserler ortaya konmuştur. Bu yüzyılda Arapça ve Farsça sözcükler yoğun bir şekilde dilimize girmeye başlar.



AHMEDİ
14. yüzyıl divan şairidir.
“Divan” sahibi olan ilk şairimizdir.
Eserlerinde sade bir dil kullanmıştır.
Eserlerinde Oğuz Türkçesinin özellikleri görülür.
Cemşid ü Hurşit, İran kökenli bir aşk mesnevisidir.

Eserleri:
Cemşid ü Hurşit (mesnevi)
İskendername (mesnevi)
Divan



AŞIK PAŞA
Asıl adı Ali olan Âşık Paşa, mutassavıf bir şairdir.
Selçuklu sarayında Farsçanın konuşulduğu bir dönemde Türkçeyi savunmuştur.

Eserleri:
Garibnâme
Fakrnâme
Hikâye
Vasf-ı Hâl



KADI BURHANEDDİN
14. yüzyıl divan şairidir.
Tuyuğlarıyla ünlüdür.
Sivas’ta beylik de yapan şair, bir savaşta esir düşerek ölmüştür.
Şiirlerinde dünya zevklerini konu edinmiştir.

Eseri:
Divan



NESİMİ
14. yüzyıl divan şairidir.
Azeri sahası şairlerindendir.
Tasavvuftan etkilenmiştir.
Sade bir dille, halka ulaşmaya çalışmıştır.
İnancı nedeniyle derisi yüzdürülerek öldürülmüştür.

Eseri:
Divan



GÜLŞEHRİ
14. yüzyıl divan şairidir.
Tasavvufu konu edinmiştir.
“Kuşların konuşması” anlamına gelen “Mantıku’t Tayr” adlı tasavvufi alegorik mesnevisinde Kaf Dağı’na ulaşmak isteyen kuşların Hz. Süleyman’ın kuşu olan Hüthüt’ün ön­derliğinde yaptıkları yolculuğu anlatır.

Eserleri:
Mantıku’t Tayr (Farsçadan çevrilmiş, alegorik, tasavvufi bir mesnevi)
Felekname

HOCA MESUT
14. yüzyılda yaşamış divan şairidir.
Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur.

Eserleri:
Süheyl ü Nevbahar
Ferhengnâme-i Sadî

15.YÜZYIL

Bu yüzyıl Anadolu’da Türk birliğinin kurulduğu dönemdir. Bu dönemde yöneticiler kültür, sanat ve edebiyata önem vermiş, bu da bilim, kültür ve edebiyat alanında ciddi gelişmelerin önünü açmıştır. Divan edebiyatı bu yüzyılda daha da güçlenerek gelişimini sürdürmüştür. Dönemin Anadolu’da yetişen en büyük şairi Şeyhî’dir. Ayrıca Ahmet Paşa ve Necati yüzyılın tanınmış diğer şairleridir. Anadolu dışında edebiyatımızın en büyük sanatçılarından Ali Şir Nevâî bu dönemde yetişmiştir.

ŞEYHİ
15. yüzyılın en güçlü divan şairidir.
Tasavvuftan etkilenmiştir.
Harname adlı 126 beyitlik sembolik mesnevisiyle tanın­mıştır.
Bir fabl olan Hamame’de şair, bir eşekten hareketle tasav­vufi ve toplumsal bir hiciv örneği vermiştir.

Eserleri:
Harname (mesnevi)
Hüsrev ü Şirin (Farsçadan çeviri, mesnevi)
Divan



AHMET PAŞA
15. yüzyıl şairidir.
Bu yüzyılın Şeyhi’den sonraki en güçlü divan şairidir.
Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır.
16. yüzyıl şairleri üzerinde etkili olmuştur.
“Kerem Kasidesi”yle oldukça sevilmiştir.

Eseri:
Divan



NECATİ BEY
15. yüzyıl divan şairidir.
Mahallileşme akımını başlatmıştır.
Şiirlerinde atasözlerine ve halk söyleyişine yer vermiştir.
Türkçenin şiir dili olmasına katkıda bulunan şairlerdendir.

Eseri:
Divan


SÜLEYMAN ÇELEBİ
15. yüzyıl divan şairidir.
Vesiletü’n Necat (Kurtuluş Vesilesi) adlı mesnevisiyle tanınmış ve sevilmiştir. Günümüzde de sevilen bu mesnevi Hz. Muhammet’in doğumunu anlatır ve “Mevlit” adıyla bilinir.

Eseri:
Vesiletü’n Necat (Mevlid)



ALİ ŞİR NEVAİ
15. yüzyıl divan şairidir.
Çağatay edebiyatının önemli temsilcisidir.
Şairliğinin yanında, düşünür ve devlet adamı kimlikleri de vardır.
Hamse sahibidir.

Eserleri:
Divan (dört tane)
Muhakemet-ül Lugateyn (Türkçenin Farsçadan üstün olduğu savunulur.)
Mecalisü’n Nefais (ilk tezkire)
Mizan’ül Evzan (Aruz vezniyle ilgili teorik bir eser)

16. YÜZYIL

Türk edebiyatının en parlak olduğu dönemdir. Osmanlı’nın siyasî ve sosyal alanda gösterdiği başarıya edebiyat ve sanat alanındaki çalışmalar da eklenmiştir. Divan şiiri, taklit dönemini aşarak kendi üstatlarını yetiştirmeye başlamıştır. Anadolu dışında Fuzûlî, Anadolu’da ise Bâkî bu yüzyılın en önemli temsilcileridir. Ayrıca bu dönemde Zatî, Bağdatlı Ruhî, Hayalî gibi önemli şairler yetişmiştir.


TAŞLICALI YAHYA
16. yüzyıl divan şairlerindendir.
Mesnevileriyle tanınır.
Hamse sahibidir.

Eseri:
Şah u Geda (mesnevi)



BAĞDATLI RUHİ
16. yüzyılda yaşamıştır.
Azeri sahası şairidir.
Mevlevidir.
Toplumsal konuları işleyen bir şairdir.
Divan’ındaki terkib-i bend’iyle tanınır. Üzerine üç yüzden fazla nazire yazılan bu “terkib-i bent”e en güzel nazireyi Ziya Paşa yazmıştır.

Eseri:
Divan


FUZULİ
16. yüzyıl divan şairidir.
Bağdat’ta yaşayan şair Azeri sahası Türk edebiyatının temsilcisidir.
Kerbela’da bir salgın hastalık sonucunda ölmüştür.
Şiirlerinde üç dili de kullanmıştır: Azeri Türkçesi, Arapça ve Farsça
Platonik aşkı anlattığı lirik şiirleriyle Türk edebiyatının en büyük gazel ustalarındandır.
Tasavvufun etkisiyle, beşeri aşkı ilahı aşka ulaşmak için bir basamak olarak değerlendirmiştir; bundan dolayı şiir­lerini acı çekmenin insanı olgunlaştıracağı düşüncesiyle yazmıştır.
Sevgiliye kavuşmak istemeyen, ayrılığın getirdiği acıdan hoşlanan bir şairdir. Bu düşüncesini “Aşk derdiyle hoşem el çek ilacumdan tabip / Kılma derman kim helakim zehri dermanundadır.” beytiyle anlatmıştır.
Bilimsiz şiiri temelsiz duvara benzeten şairin şiirlerinde dini-tasavvufi birikimi kadar tıp, kimya, matematik gibi bilimlerdeki birikimi de dikkat çeker.
Güzel bir naat örneği olan “Su Kasidesi”yle oldukça sevil­miştir.
Leyla ile Mecnun mesnevisinde Mecnun’un beşeri aşktan ilahı aşka yükselişini anlatır.
Divan şairlerini de halk şairlerini de etkilemiştir.

Eserleri:
Divan (Türkçe, Arapça ve Farsça)
Leyla ile Mecnun (mesnevi)
Şikâyetname (Süslü nesir örneğidir. Kanuni’nin ölümünden sonra kendisine verilmeyen maaşı vesilesiyle rüşvetçiliği, sosyal aksaklıkları konu edinen bir mektuptur.)
Hadikatü’s Süeda (Kerbela olayını anlatır)
Hadis-i Erbain Tercümesi (Kırk Hadis)
Risale·i Sıhhat ü Maraz (Sağlıkla ilgili)
Beng ü Bade
Enisü’l Kalb
Rind ü Zahit
Sakiname



BAKİ
16. yüzyıl divan şairlerindendir.
Sultanü’ş Şuara (Şairler Sultanı) olarak tanınır.
Divan şiiri Osmanlı sahasında en olgun seviyesine Baki ile yükselmiştir.
Gazel ustasıdır.
Din adamı olmakla birlikte, tasavvuftan etkilenmemiş, din dışı konuları ele almış ve somut aşkı anlatmış bir şa­irdir.
Mahallileşme akımının etkisiyle sade İstanbul Türkçesiyle şiirler yazmış bir öncü isimdir.
Fuzuli gibi acıları anlatan bir şair değildir; rindane (zevk ve eğlenceye düşkün) bir şairdir.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından korunmuştur.
Kanuni’nin ölümü üzerine terkib-i bend biçiminde yazdığı, en önemli eseri olan Kanuni Mersiyesi’yle tanınmıştır. Bu mersiye Divan’ında yer almaktadır.
Mesnevi yazmamıştır.
En önemli eseri Divan’ı olan şairin, Arapçadan çevirdiği eserleri vardır
Şiirleri, özellikle Şeyhülislam Yahya ve Nedim üzerinde etkili olmuştur.

Eserleri:
Divan
Fezail-i Cihad (Arapçadan tercüme)
Fezail-i Mekke (Arapçadan tercüme)
Hadis-i Erbain Tercümesi

ZATİ
16. yüzyılda gazel ve kaside türlerinde eserler veren önemli divan şairlerimizdendir.
Eserleri:
Şem ü Pervane, Ahmed ü Mahmud, Ferruhname, Siyer-i Nebi, Fal-i Kur’an, Şehrengiz

HAYALİ
Heyecan ve hisse çok değer veren bir şairdir.
Tasavvufi şiirleri olmakla birlikte tasavvufi bir şair değildir.

Eseri:
Divan



NEV’İ
Edebiyatımızda sâde dilli ve samimî duygular bulunduran gazelleri ile tanınmıştır.
Âşıkane söyleyişi vardır.

Eserleri:
Dîvan, Hasb-ı Hâl, Tercüme-i Hadîs-i Erbain

17. YÜZYIL

Türk edebiyatının kendi kimliğini bulduğu bir dönemdir. Osmanlı devletinde başlayan siyasi gerilemeye karşılık, bu yüzyıl edebiyatında gelişme ve yükselme devam eder. İran edebiyatını taklit etme ve örnek tutma alışkanlığı, özellikle bu yüzyılda terk edilmiş. Türk şairleri, kendilerini İran şairleriyle eşit hatta onlardan üstün görmeye başlamıştır bu yüzyılda. Nef’i ve Nâbî bu yüzyılın en önemli şairleridir. Ayrıca Şeyhülislam Yahya, Naili, Neşâti, Nevizade Atâî gibi şairler yetişmiştir bu dönemde.



NEF’İ
17. yüzyıl divan şairidir.
Hiciv şairidir. (Ölümü de hicivleri yüzünden olmuştur)
Kaside ustasıdır.
Sebk-i Hindi akımının etkisindedir.
Dili ağır ve süslüdür.
Övgüleri, daha çok kendi şairliğine dönüktür. Yani kasideleri fahriye türündedir.

Eserleri:
Divan (Farsça ve Türkçe)
Siham-ı Kaza (Kaza Okları, hicivlerini topladığı kitabı)



NABİ
17. yüzyıl divan şairlerindendir.
Hikemi (öğretici, düşündürücü, felsefi) şiir tarzının en önemli temsilcisidir.
Düşünceye önem veren toplumcu yönü olan bir şairdir.
Çağının aksaklıklarını eleştirmiştir.
Şiirlerinde anlaşılması güç sözcüklere fazla yer vermez. Şeyhü’ş Şuara (Şairlerin Şeyhi) unvanıyla anılır.

Eserleri:
Divan (Türkçe ve Farsça)
Hayriye (Oğlu için yazdığı, didaktik bir mesnevi)
Hayrabad (mesnevi)
Tuhfetü’l Harameyn (Gezi yazıları)
Surname

AZMİZADE HALETİ
17. yüzyılda rubaileriyle ün yapmıştır.
Rubai nazım şeklini edebiyatımızda kullanan en usta şairdir.
Rubailerini Divan’ında toplamıştır.

Eserleri:
Divan
Sakiname
Münşeat


NAİLİ
Gazel tarzına yeni bir söyleyiş, yeni bir tarz, yeni bir hava getirmiştir.
Sebk-i Hindi tarzının divan edebiyatındaki ilk temsilcisidir.

Eseri:
Divan

NEVİZADE ATAİ
Gazel ve kasidede başarılı olmakla birlikte asıl başarısını ve gücünü mesnevilerinde göstermiştir.
Dili oldukça ağır ve külfetli olan şairin gazellerinde Fuzûlî, Nev’î ve Bâkî’nin etkileri görülür.
Hamse sahibidir.


neşati ile ilgili görsel sonucu
NEŞATİ
Kasidelerinde Nef’î’nin etkisi görülür.
Divan edebiyatının Sebk-i Hindî tarzının öncülerindendir.

Eserleri:
Dîvân, Hilye, Edirne Şehrengîzi, Şerh-i Müşkilât-ı Urfî

şeyhülislam yahya ile ilgili görsel sonucu
ŞEYHÜLİSLAM YAHYA
Gazel nazım şeklinde üstat olarak tanınmış, onun bu alandaki başarısı daha sonra Nedim gibi bir şair tarafından bile kabul ve takdir edilmiştir.

Eseri:
Divan

18. YÜZYIL

Divan edebiyatının son büyük sanatçılarının çıktığı dönemdir. Bu yüzyıldan sonra divan edebiyatı, ikinci derecedeki sanatçıların elinde orijinalliğini yitirmiştir. Bu yüzyılda “Mahallileşme akımı” önemli bir edebî harekettir. Bu akımla yerli ve millî özellikler kazanmaya başlayan edebî eserler halk zevkini ve dilini yansıtır hâle gelmiştir. Ayrıca bu yüzyılda Türklere özgü bir nazım şekli olan şarkı çok rağbet görmüştür. Nedim ve Şeyh Galip bu yüzyılın ve edebiyatımızın en önemli şairleri arasında yerini almıştır.



NEDİM
18. yüzyıl Divan şairidir.
Zevk ve eğlence şairidir.
İstanbul’un gezinti ve eğlence yerlerini şiirlerinde anlattığı için “İstanbul Şairi” olarak anılmaktadır.
Lale Devri’nin canlı, eğlenceli yaşamını şiirlerine aktarmıştır.
Dini şiiri yoktur.
Şarkı nazım şeklindeki eserleriyle sevilmiştir.
İstanbul Türkçesiyle başarılı gazel, kaside ve şarkılar yaz­mıştır.
Şiirlerinde halk dilinde yer alan deyim ve sözcükleri kul­lanmıştır.
Mesnevisi yoktur.
Mahallileşme akımının etkisiyle hece ölçüsüyle bir “türkü” yazmıştır.

Eseri:
Divan



ŞEYH GALİP
18. yüzyıl divan şairidir.
Divan şiirinin son büyük şairidir.
Mevlevi şeyhidir.
Sebk-i Hindi akımının temsilcisidir.
Sembolik, sanatlı ve ağır bir dili vardır.
Mahallileşme akımından da etkilenmiş, halk söyleyişine yakın dille şiirler de yazmıştır.
Mahallileşme akımının etkisiyle, heceyle yazdığı bir “şarkı”sı da vardır.

Eserleri
Divan
Hüsn ü Aşk (İlahi aşk uğrunda bir dervişin çekmek zorun­da olduğu çileleri, sembolik bir dille anlattığı bir mesnevidir.)

SÜNBÜLZADE VEHBİ
Kasidelerinde Nefî’yi, gazellerinde Bâkî ve Nâbî’yi taklit eden şair, daha çok mesnevileriyle tanınmıştır.

Eserleri:
Lutfiyye, Tuhfe-i Vehbi, Nuhbe-i Vehbi, Şevkengiz


ENDERUNLU FAZIL
Mahallileşme ve halka yaklaşma akımının önemli temsilcilerinden sayılır.

Eserleri:
Divan, Hubanname, Defter-i Aşk, Çenginame, Zenanname


FITNAT HANIM
Nazım tekniğine olan hâkimiyeti, ifade kuvveti şiirlerinde kendini gösterir.
Kaside ve benzeri geniş çerçeveli manzumelerden çok, gazel, kıt’a, rubai gibi küçük hacimli şiirler yazmayı tercih etmiştir.

Eseri:
Divan

19. YÜZYIL

Bu yüzyılda divan edebiyatı çökmeye ve çözülmeye başlamıştır. Nedim ve Şeyh Galip’le en yüksek dereceye çıkan divan edebiyatı bu yüzyılda büyük bir sanatçı yetiştirememiştir. Sünbülzade Vehbi, Enderunlu Vasıf, Akif Paşa, Leyla ve Şeref Hanımlar bu yüzyılda yetişen son divan şairleri arasında gösterilebilir. Yüzyılın ikinci yarısında divan geleneği yerini Batı tarzı edebiyata bırakmıştır.

ENDERUNLU VASIF
Nedim’in etkisinde olan sanatçının dili sade, üslubu içten ve doğaldır.
Mahallileşme akımının bu yüzyıldaki en önemli temsilcisidir.


KEÇECİZADE İZZET MOLLA
Devrin son üstadı kabul edilir.

Eserleri:
Bahar-ı Efkâr, Hazan-ı Asar, Mihnetkeşan, Gülşen-i Aşk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder